Kayıtlar

Öne Çıkan Yayın

LUCIFER: FELSEFENİN SENFONİSİ

Resim
  Thales ne yapmıştı? Ayağını yere sağlamca basıp, yerden aldığı güç ve ruhundaki kudretle sıçramıştı. Sanatın kaçırmaya çalıştığı şeye akılla ama hissede hissede dokunuyordu -bazen yakalayıp bazen elinden kaçırıyordu.- Yakaladığı şeye takılıp kanatlanınca ardından hep niceleri geldi, bir kere olsun dokunabilmek için. Bu dokunuşlar felsefenin senfonisine dönüşüvermişti. Sonra onun gibi niceleri! Niceleri sonra lanetlendi hapisten kaçtıkları ve başkaldırdıkları için kelepçelenmiş yarınlara. Lucifer olan biteni izliyor, fısıldıyordu notalara; felsefenin senfonisini. ***   Kendi ışığı olmayanlara ne Lucifer’in fısıltısı ne de Lady Galadriel’in ışıltısı ulaşabilir. Zira zincirlerini kırmak cesaret işidir, güç ister ve acıya sarılmayı gerektirir. İnsana en çok acı veren şey ise kendi putlarını (kutsallarını) yıkmaktır. Bunu gerçekleştirmeden de asla kendisi olamaz. Kendin olmak! Ah Sokrates, bizi ne yollara soktun? İyi de yaptın! Sana çok şey borçlu olduğumu hissediyorum. O yüzden Plato

YOK OLUŞUN SIRADAN HİKAYESİ!

Resim
  Otuz üç yaşında bir kadına göre fazlaca yaşlıyım. Elimde sigara, yıpranmış kırmızı koltuğumda son senfoniyi dinliyorum. Yamuk bir gülüşle, son günümü ucuz bir tütünle bitiriyorum. Çok geç kaldığımı kendime itiraf etmek beni utandırıyor. Öfkem bir yanıp bir sönüyor, gözlerim kararıyor, boğazım tıkanıyor... Bunun ilk ve son gözyaşım olduğunu söylemekten de utanç duyuyorum. Kusura bakmayın, insan olduğumu henüz yeni yeni idrak ettiğim bu duyguya alışık olduğum söylenemez. Onayladığım ve doğru olduğuna inandığım tüm şeylerin aslında koca bir yalan olduğunu ve büyük bir yanlışın işareti olduğunu henüz fark ediyorum. Hayat hiç adil değil. Kendi hayatıma kast ettiğimi düşünmeyin sakın! Oralarda oldukça ağzı laf yapan cebbar biriyimdir. Tuttum mu koparırım; beni rahatsız eden bir insanla yaşadığım problemlerin hepsinin üstesinden gelirim ve tüm düşmanları alt ederim. Yeter ki ben koltuğumda oturduğumda rahatımı bozan bir şey olmasın. Ben hep keyifçi olmuşumdur. Oturduğum rahat kolt

ACI ZAMANLA GEÇER

Resim
  Koca koca dağların arasından geçtim Sığamadım mı zannettin bir şehre?  Boy boy filizler yeşerttim memlekette  Hafife alma bu seheri, her zaman esmez  Acı zamanla geçer, sen istediğinde geçmez  Bir ay ışığında yolculuğa çıkmıştım oysa  Taptaze umutlarım, baharı yaşatıyordum Ne hicranlara göğüs gerdim, neler verdim  Hiç bir teselli şimdi, bu sızıyı kesmez  Acı zamanla geçer, sen istediğinde geçmez  Kaldırımlar ezer çiçekleri diye duramam Yürürüm en güzel sahilin kıyılarını ben Onlarca insan arasında, yine aklımda sen Hakir duygularım kimseyi incitmez, ezmez  Acı zamanla geçer, sen istediğinde geçmez  Ben varsam var dünya, güneş neden doğsun?  Baştan yazdım tüm kahramanlık destanlarını Daha benim sizlere anlatamadıklarım var Kimse kendi kaderini bile isteye seçmez  Acı zamanla geçer, sen istediğinde geçmez  Terazi şaşıyorsa vicdan pazarında eğer  Sevgi ağır geliyorsa o ucuz tezgahlara Hakkını istiyorsa bir garip bu dünyadan  Hakk'ı bilmeyenler sana hakkını vermez  Acı zamanla geçer,

AĞLAMAK İSTİYORUM

Resim
Ağlamak istiyorum, Eski günlere, giden dünlere, Sessizce vedalaşmak istiyorum, Şimdiyle ve gelecekle. Bir duvarın dibine çökmek, Gökyüzünü izlemek istiyorum, Sonra içime gömülmek, Hüngür hüngür ağlamak istiyorum. Korkmuyorum söylemekten; Korktuğumu kaybetmekten sevdiklerimi, Annem, babam ve kardeşlerimle didişmelerimi özlüyorum, Ya bir gün orada olmazsalar, orada, Biliyorum, kalbimdeler daima,  Ama, ama ya orada olmazsalar! Yatağıma yattığımda, sessizce yolda yürürken, Sonra köpeğime sarılıyorum,  Kaybetmekten korkuyorum onu da... Sessizce ağlıyorum, gözyaşlarım içeriden akıyor, Biliyorum kısacık ömrümde, Hayallere dalabilirim, sağa sola sapabilirim, Kayıtsız bir ruh ile illüzyona dalabilirim. Ama yapamıyorum, yapamıyorum işte, Herkes gibi olamıyorum, Aklımda ölen kadınlar,   Canavarca katledilen çocuklar ve hayvanlar, İçim acıyor, içim acıyor, Yaşamı ve ölümü bir çırpıda harcayamıyorum. Ağlamak istiyorum, Gökyüzündeki yıldızları izlerken, İç dünyama dalıp, kendimi gözlerken, Sessizce

KÖPEK KATLİAMI BİR ÇÖZÜM MÜDÜR?

Resim
  “Köpekleri sevmeyen insanlara güvenmiyorum; fakat bir köpek bir insanı sevmezse o köpeğin hislerine güvenirim.” - Albert Einstein. İnsanlar gün geçtikçe dünyayı daha çok işgal ediyorlar. Bir zamanlar kendi yaşamları ve yaşam tarzları, kendi inandıkları gerçekler için her türlü savunma yolunu seçen insanlar, ne yazık ki başka canlıların yaşamı ve yaşam alanları söz konusu oldu mu aynı nezaketi gösteremiyorlar. Bu durum insanların kendileriyle her zaman tutarsız oldukları bir olgudan başka bir şey değil gibi. Zira insanlar kendi inandıkları şeyler uğruna nice insanlar öldürmeye uzun bir tarih boyunca alışıktırlar. Dolayısıyla insanlardan canlıların yaşam haklarına kendileriyle eşit mesafede yaklaşmalarını beklemek bir tür çılgınlık olacaktır. Şu anda bizi bu sorunu düşünmeye iten şey, bu günlerde köpekleri yok etmeyi aklına koyan, egoist zihniyeti hem anlamaya çalışmak hem de her birimizin içerisinde bulunduğu bir tür olan insan grubunu eleştirel bir süzgeçten geçirmektir.       

PARANA YAYINLARI DERLEME ESER: VAVEYLA

Resim
  İçerisinde Cihat Özkan ve Ayşe Yalman gibi şair ve yazarların bulunduğu bir derleme şiir kitabıdır ve tüm satış platformlarında bulunmaktadır. AÇIKLAMA Eser Adı: Vaveyla Yazar Adı: Kollektif Yayınevi: Parana Yayınları Dizi Adı: Şiir Türü: Şiir Katkıda Bulunanlar: (Yayın Yönetmeni: Emine Yıldızgil, Editör: Şadiye Yılmaz) Cilt Bilgisi: Amerikan Cilt Kağıt Bilgisi: 2. Hamur-Enso Basım Tarihi: Eylül 2023 Basım Bilgisi: (1. Basım) Sayfa Sayısı: 128 Kitap Boyutları: 13,5 x 21 ISBN No: 978-625-6502-21-5 Barkod No: 9786256502215

BANA, DOSTLARA VE HERKESE SELAMLAR!

Resim
  Dostlarıma selamlar! İnsan vakti olunca sevdikleriyle görüşür mü hiç, o kişi için vakit yaratmaktır sevmek. Kiminle ya da neyle muhabbetin daha dehşetli ise en doğru zamanını onla yaşarsın. Kimse duymasa bile incinen ruhunu yoldaşın, dostum diyen değil, dost olan duyar. Ey insan! Anlayasın. İstediğimde, en çok beklediğimde, seni orada, gerekirse susarak-sessizce yanımda olmanı arzuladığımda fakat olmadığında neyleyeyim, boşa ateş mi yakayım. Kim söyleyebilir bana dostlarını sıradan olduğu için seçtiğini? Kimse! O halde herkes gibi olana nasıl dost derim, neden kendimi kandırayım? Tüm herkesten ve her şeyden çıkmış gelmiş dost başucumda duruyor. Dilenci değilim ki dost, 'artık vakitlerini' toplayayım. Sözlerim ağır geldiyse korkma dost, sen hala bana özelsin, en sevdiklerimden, en güvendiklerimdensin. Böyle dosta ne denir; "Ama ben senin dostunum sense bana dost olamamışsın. Sana bana dostum olmadığın için kırılamam ama bana dost olduğunu sanmana ve bu sanıya beni de inan