Kayıtlar

ANA SAYFA etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ANLAMSIZ HAYATLAR

Resim
  Anlamsız hayatlar görüyorum sokaklarda Yaşamları üzerine yargı dağıtacak yetkim de yok hani Ama birçoğunun kendi yargıları olmadığından da eminim nedense Akışa kapılmış giden rastlantısal nedensellikler Önüne koyulan amaçları yaşayan ruhlar Ruhuna hapishane olmuş bedenler sokaklarda Sonra kendime bakıyorum kalabalıkta Yalnızlığımın tadını çıkarıyorum Ya ne kadar yalnız olduğunu anlayamayan kalabalık Hayallerle yaşıyor karanlık bir bataklıkta Güneşin bile aydınlatamadığı karanlık ormanlar gibi Ama nedense gür ağaçlar yerine Gür ağaçları bile karanlığa hapseden Birbirine dikenleri batan çalılar gibi Her yeri sarılmış yapraklarla örtülmüş dikenler Pusuda bekleyen düşmanlar sanki Bir de ormanın sınırlarını aşıp, Mehtaba daldığını zannedenler var Kaybetmişler tüm etkinliğini, Bir şey uğruna, hep bir şeyler uğruna yaşıyorlar Sanıyorlar ki kavuşacakları hakikatleri Ütopya ile distopya arasına sıkışıp kalmış bir tür Yaşayamıyor, kaçamıyor, yakınlaş

İNCİ GÜZELLİĞİYLE KUTSANAN KADIN

Resim
  Gök şahit oluyordu İnci güzelliğiyle kutsanan kadına Yer önünde eğiliyordu Attığı her adımda Işıltısıyla büyüleniyordu doğa Hayatın içerisinden geçiyordu Gözleri ruhunun ışığını yansıtırken Gözler onu izliyordu Aşkla ve heyecanla Gök şahit oluyordu İnci güzelliğiyle kutsanan kadına Kimse bilmiyordu O mu kutsuyordu hayatı Yoksa hayat tarafından kutsanan bir güzellik miydi o?   Şair: Cihat ÖZKAN

ESRARENGİZ YÜZLER

Resim
  Bakışlarını yakalıyorum insanların Ruhlarını görüyorum merceklerinden öteye geçip Cümlelerini yakalıyorum ansızın Gevşek sözcükler, içi boş bir ego, karakter sıfır Hele kimisi var sanırsın iyilik perisi, ahlak bekçisi Bir bakıyorsun oynuyor da rolünü iyi Adımlarını yakalıyorum üşenmeden Bazılarının kırılgan, bazılarının o çok mağrur duruşlarını seyrediyorum Fark ettim ki bir oyundayım Sahnedeki karakterlerden ibaret insanlar İnsanların nasıl oynadıklarını görüyorum Kaçmaya çalışsam da kaçamıyorum Bir setin içerisine sıkışıp kalmış gibi Kendi duygularıyla yapmacık rolleri arasında Sıkışan karakterlerin yanında nedir ki benim yamuk bakışım Bilmiyorum. Gözlerimi kaçırıyorum, bakışlarımı nereye cevirsem Yeni bir oyuncu ve hayattan hakikatler serisi Bir bakıyorum görmek istemesem de Sahte yüzler sahte gülüşler Ağlamanın bile sahteliğine sarılmış Esrarengiz yüzler İşte bu yüzden yalnızlığımı seviyorum Kalabalık karşısında tek insani oluşum O

AŞKIN SAADETİ

Resim
  İlk kez gördüğümde gözlerimi kamaştıran tenini Alamadım bakışlarımı senden, seni bana getiren Yollarımdı zaman ve mekân beni sana götüren Ön ayak sesleriydi bunlar yıpratıcı zamanın aşkım Belki ikimizin de sonunu getirecek; ya da sade beni öldürecek Söyleyemem yine de böyle bir şey, değil mi ki sonu bilinmeyen Bilsem ki sevda çiçek açacak ömrümüzde Düşünmeden ilan ederdim, yoluna sererdim tüm varlığımı Dünya umurumda olmazdı, aforoz etseler hastalıklı ahlaklarından, Kesseler de başımı, ayırsalar bedenimden Ben yine seni severdim, yine seni severdim Gözyaşlarımın hiç dinmeyeceğini tahmin edebilsem de kalbim seni sevdi seni sevdi çoktandır (Devamı "Şahane Bir Şey Yaşamak" adlı şiir kitabımda olacaktır)... Şair: Cihat Özkan

ŞEYLER VE SANATSAL BAŞKALAR

Resim
Kam’ın Tüngüründe Filozofun Dansı Gök’te Ülgen, orta dünyada Gök Tanrı diye anılır. Yer Altında Tanrı Erlik, Altın Kazık ile onun dünyası Gökle arasındaki bağdır. Gök ve Yer Altının merkezi, insana Tün, Orta Dünyadır. Yer yüzüne fırlatılmış bir filozof yer altı dünyasına ayak basıp, Tündük’ten Gök’e bakmaktadır. Seyre dalmış filozof, dans ederken bir şarkı mırıldanır. Şarkının adı tekhneogonia ! Tekhneogonia [1] şeyler ve başkalar arasındaki paradokstur. Dünyaya fırlatılmış Kam, bir anda şarkıya daldı, elinde tüngür. Eşlik ediyor filozofa, tamgalar bırakıyor yaşama: Kam’ın Tüngüründe Filozofun Dansı, der misin, insan bu ruha katılmaya hazır?             Kam, dansa başladı. Doğanın içerisinden doğaya atıldı. Sanatına sarılmışken dört elle gördü ki şeyler ona katıldı, şeyler sanata. Kam içindeki filozofla karşı karşıya kaldı. Filozof sordu Kam’a sanatı hakkında: şeyler nasıl başkalaştı, başkalar nasıl sıradanlaştı. Kam bir an titredi. Haykırdı! Ben nasıl bir kurgunun içerisindeyim,

IN AN ABANDONED HARBOUR AT NIGHT -2-

Resim
  [1] I was in a harbour abandoned to the night. Now, I'm under the same roof again. I'm fulfilling my aloneness' longing. The snake bit its tail. Russell hung around my neck. While my soul runs from steppe to steppe Koan fell on me. My mind ejaculates in full From night, it leapt upon me. Sounds of lorries, like I've got a head full Compared to the roar of the crowd, A harmony, an accompaniment, from thought to thought The mind comes back to itself by strumming While it goes from itself, past the line Here and now, it is accompanying me. I kept quiet so that my silence could speak. Kept quiet in this abandoned harbour at night. That way, I could be full of aloneness. Every time I'm full, though, I'm always hungry.   Poet: Cihat ÖZKAN Translation: Cihat ÖZKAN [1] This poem is the continuation of my poem 'In An Abandoned Harbour At Night ( Geceye Metruk Bir Limanda )' in my poetry book 'Living a

GECEYE METRUK BİR LİMANDA -2-

Resim
  Geceye metruk bir limandaydım Şimdi yine aynı çatının altında Yalnızlıkla hasret gidermekteyim Yılan kuyruğunu ısırdı Russell boynuma asıldı (Devamı "Şahane Bir Şey Yaşamak" adlı şiir kitabımda olacaktır)...   Şair: Cihat ÖZKAN Not: Şahane Bir Şey Yamak adlı şiir kitabımda yayımlanan Geceye Metruk Bir Limanda şiirinin devamı niteliğindedir.

ÖMER HAYYAM'DAN CENNET-İ ALA KERHANE MİDİR?

Resim
  'Irmaklarından şaraplar akacak' diyorsun Cennet-i alâ meyhane midir? 'Her mümin'e iki huri' diyorsun Cennet-i alâ kerhane midir?   Tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı Niçin haram etsin bu dünyada, akla sığar mı? Bir sarhoş arap, devesini vurmuş hamza'nın Peygamber de yasak etmiş arap'a şarabı   Beni özene bezene yaratan kim? sen Ne yapacağımı da yazmışsın önceden Demek günah işleten de sensin bana O zaman nedir o cennet cehennem?   Kim senin 'yasa'nı çiğnemedi ki söyle? Günahsız bir ömrün ne tadı kalır söyle. Yaptığım kötülüğü kötülükle ödetirsen eğer Seninle benim aramda ne fark kalır ki söyle   Tanrı bizi çamurdan yarattığında Biliyordu bu dünyada ne işimiz olacak İşlediğim günahlar hep onun emriyledir O halde cehennemde beni niçin yakacak?   İsyan edip karşında duracağım, neredesin? Karanlığı, ışığa yoracağım, neredesin? İbadete karşılık cenneti alacaksam 'Bağış mı ticaret mi' di

MEVLANA CEALEDDİN-İ RUMİ'DEN DEFTER-İ KEBİR

Resim
  Aya öfkelenmişim ben, işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum. Padişaha kızmışım, çırılçıplak bir yoksul olmuşum. Güzeller sultanı gel demiş, evine çağırmış beni. Ben bir yolunu bulmuşum, yola baş kaldırmışım. Sevgilim baş çeker, naz ederse, gamlara atar, kararsız korsa beni, bir kez olsun ah demem, inad için. “Ah”a da kızmışım ben. Bir bakarsın altınla aldatırlar beni o. Bir bakarsın şanla şerefle aldatırlar beni. Oysa altın falan istemiş değilim ondan, şanla şerefe hele çoktan boş vermişim. Ben bir demirim, mıknatıstan kaçıyorum. Bir saman çöpüyüm ben, mıknatıslara yan çizmişim. Ben öyle bir zerreyim ki, bütün âleme isyan etmişim. Havaya, toprağa isyan etmişim, Ateşe, suya isyan etmişim. Altı yöne isyan etmişim. Beş duyuya isyan etmişim. Altı yön de neymiş, beş duygu da ne? Ben öyle bir zerreyim ki, bir olan Allah'a isyan etmişim. Sen bu söze dayanamazsın, çünkü suyun dışındasın. Şems'e benzediği için ben, Güneş’e bile isyan etmişim. (...)

KHAMOS'UN KELEPÇESİ

Resim
  [*] Boşverimsi bir boşluğun İçinde Yaşar kaygı kurgusu Bin bir karakterden minnet Bir geceden asalet bekler Sorsan her zaman masum Konuşsan çözülemeyen düğüm Her sorunun ardında Bir soru işareti Kiminin elinde gerçekler Kiminin dilinde kelepçeler Suçluluğu örten temiz elbiseler Hükmüne mahkûm olmuş beyinler Boşluğun kaderinde Çürümeye terk edilmiş Pembe hikayeler Şimdi artık olmalı Evrenin çanı çalmalı Boşluğun sesi susmalı Kötülüklerin toplamı İyiliklerden çıkarılmalı Şair: Ayşe YALMAN [*] İlk aşamada eserime herhangi bir isim bulamadım. Eseri kendi sitesinde yayınlayacak olan arkadaşım Cihat ÖZKAN’a gönderdiğimde eserimi okuyan arkadaşım ona Khamos'un Kelepçesi adını vermeyi istedi. Bana bunun uygun olup olmadığını sorduğunda açıkçası ismin önce ne anlama geldiğini bana anlatır mısın demekten kendimi alıkoyamadım. Arkadaşım Sayın Özkan bana Khamos’u kendisi şiiri okuyunca içinden gelerek Xάος ve κόσμος kavramlarının birleşimind

APTALI OYNAMAK

Resim
  Merdüm olmak bir merdüm ile Aptalı oynamamı gerektiriyor bazen Fodulun teki kendini çok şey sanıyorsa bir de Daha bir seviyorum onu Oynuyorken karşımda mütemeddih oyununu Salağa yatan ben ve daha çok eğlenen ben (Devamı "Şahane Bir Şey Yaşamak" adlı şiir kitabımda olacaktır)... Şair: Cihat ÖZKAN