Kayıtlar

Öne Çıkan Yayın

KIM JONGHYUN

Resim
Bir sabah uyandınız ve artık kapıda şarkılarıyla sizi her sabah karşılayan bir kuşun cıvıltıları artık yok. Bir sonbahar da bakmışsınız ki tüm çiçekler solmuş ve size bakıyor geriye kalan dalları. Bir bakmışsınız, bakmışız… Birisi dönüp bir bakmış ki yanı başında soluduğu bir nefesin eksikliği hissediliyor. Binlerce kilometre öteden hissedilebilir mi denilebilecek bir nefes. Topraktan göçmüş, doğayla kalbinize sahip çıkmış, orada saklı, orada sizinle yaşıyor- ama o artık gözlerinize bakmıyor, sizin bedeniniz dışında bir varlık taşımıyor. Ama sizinle beraber yaşıyor- bütünlüğün içinde seni kendi içerinden dışarı koyarak. Binlerce kilometre öteden algılanabilir mi denilebilecek bir dokunuşla. Toprakta ölüm, insanla bütünlüğünde ölümsüzleşen bir titremeyle son buluyor-ebediyen her defasında yeniden başlamak için. Binlerce kilometre öteden anlaşılabilir mi denilebilecek bir çağrıyla. Binlerce kilometre ötelerden bahsederken şaşırıyor kalemim- kim gözlerini kaldırdığında, gördüğünü algı

ANLAMSIZ HAYATLAR

Resim
  Anlamsız hayatlar görüyorum sokaklarda Yaşamları üzerine yargı dağıtacak yetkim de yok hani Ama birçoğunun kendi yargıları olmadığından da eminim nedense Akışa kapılmış giden rastlantısal nedensellikler Önüne koyulan amaçları yaşayan ruhlar Ruhuna hapishane olmuş bedenler sokaklarda Sonra kendime bakıyorum kalabalıkta Yalnızlığımın tadını çıkarıyorum Ya ne kadar yalnız olduğunu anlayamayan kalabalık Hayallerle yaşıyor karanlık bir bataklıkta Güneşin bile aydınlatamadığı karanlık ormanlar gibi Ama nedense gür ağaçlar yerine Gür ağaçları bile karanlığa hapseden Birbirine dikenleri batan çalılar gibi Her yeri sarılmış yapraklarla örtülmüş dikenler Pusuda bekleyen düşmanlar sanki Bir de ormanın sınırlarını aşıp, Mehtaba daldığını zannedenler var Kaybetmişler tüm etkinliğini, Bir şey uğruna, hep bir şeyler uğruna yaşıyorlar Sanıyorlar ki kavuşacakları hakikatleri Ütopya ile distopya arasına sıkışıp kalmış bir tür Yaşayamıyor, kaçamıyor, yakınlaş

İNCİ GÜZELLİĞİYLE KUTSANAN KADIN

Resim
  Gök şahit oluyordu İnci güzelliğiyle kutsanan kadına Yer önünde eğiliyordu Attığı her adımda Işıltısıyla büyüleniyordu doğa Hayatın içerisinden geçiyordu Gözleri ruhunun ışığını yansıtırken Gözler onu izliyordu Aşkla ve heyecanla Gök şahit oluyordu İnci güzelliğiyle kutsanan kadına Kimse bilmiyordu O mu kutsuyordu hayatı Yoksa hayat tarafından kutsanan bir güzellik miydi o?   Şair: Cihat ÖZKAN

ESRARENGİZ YÜZLER

Resim
  Bakışlarını yakalıyorum insanların Ruhlarını görüyorum merceklerinden öteye geçip Cümlelerini yakalıyorum ansızın Gevşek sözcükler, içi boş bir ego, karakter sıfır Hele kimisi var sanırsın iyilik perisi, ahlak bekçisi Bir bakıyorsun oynuyor da rolünü iyi Adımlarını yakalıyorum üşenmeden Bazılarının kırılgan, bazılarının o çok mağrur duruşlarını seyrediyorum Fark ettim ki bir oyundayım Sahnedeki karakterlerden ibaret insanlar İnsanların nasıl oynadıklarını görüyorum Kaçmaya çalışsam da kaçamıyorum Bir setin içerisine sıkışıp kalmış gibi Kendi duygularıyla yapmacık rolleri arasında Sıkışan karakterlerin yanında nedir ki benim yamuk bakışım Bilmiyorum. Gözlerimi kaçırıyorum, bakışlarımı nereye cevirsem Yeni bir oyuncu ve hayattan hakikatler serisi Bir bakıyorum görmek istemesem de Sahte yüzler sahte gülüşler Ağlamanın bile sahteliğine sarılmış Esrarengiz yüzler İşte bu yüzden yalnızlığımı seviyorum Kalabalık karşısında tek insani oluşum O

AŞKIN SAADETİ

Resim
  İlk kez gördüğümde gözlerimi kamaştıran tenini Alamadım bakışlarımı senden, seni bana getiren Yollarımdı zaman ve mekân beni sana götüren Ön ayak sesleriydi bunlar yıpratıcı zamanın aşkım Belki ikimizin de sonunu getirecek; ya da sade beni öldürecek Söyleyemem yine de böyle bir şey, değil mi ki sonu bilinmeyen Bilsem ki sevda çiçek açacak ömrümüzde Düşünmeden ilan ederdim, yoluna sererdim tüm varlığımı Dünya umurumda olmazdı, aforoz etseler hastalıklı ahlaklarından, Kesseler de başımı, ayırsalar bedenimden Ben yine seni severdim, yine seni severdim Gözyaşlarımın hiç dinmeyeceğini tahmin edebilsem de kalbim seni sevdi seni sevdi çoktandır (Devamı "Şahane Bir Şey Yaşamak" adlı şiir kitabımda olacaktır)... Şair: Cihat Özkan

ŞEYLER VE SANATSAL BAŞKALAR

Resim
Kam’ın Tüngüründe Filozofun Dansı Gök’te Ülgen, orta dünyada Gök Tanrı diye anılır. Yer Altında Tanrı Erlik, Altın Kazık ile onun dünyası Gökle arasındaki bağdır. Gök ve Yer Altının merkezi, insana Tün, Orta Dünyadır. Yer yüzüne fırlatılmış bir filozof yer altı dünyasına ayak basıp, Tündük’ten Gök’e bakmaktadır. Seyre dalmış filozof, dans ederken bir şarkı mırıldanır. Şarkının adı tekhneogonia ! Tekhneogonia [1] şeyler ve başkalar arasındaki paradokstur. Dünyaya fırlatılmış Kam, bir anda şarkıya daldı, elinde tüngür. Eşlik ediyor filozofa, tamgalar bırakıyor yaşama: Kam’ın Tüngüründe Filozofun Dansı, der misin, insan bu ruha katılmaya hazır?             Kam, dansa başladı. Doğanın içerisinden doğaya atıldı. Sanatına sarılmışken dört elle gördü ki şeyler ona katıldı, şeyler sanata. Kam içindeki filozofla karşı karşıya kaldı. Filozof sordu Kam’a sanatı hakkında: şeyler nasıl başkalaştı, başkalar nasıl sıradanlaştı. Kam bir an titredi. Haykırdı! Ben nasıl bir kurgunun içerisindeyim,

IN AN ABANDONED HARBOUR AT NIGHT -2-

Resim
  [1] I was in a harbour abandoned to the night. Now, I'm under the same roof again. I'm fulfilling my aloneness' longing. The snake bit its tail. Russell hung around my neck. While my soul runs from steppe to steppe Koan fell on me. My mind ejaculates in full From night, it leapt upon me. Sounds of lorries, like I've got a head full Compared to the roar of the crowd, A harmony, an accompaniment, from thought to thought The mind comes back to itself by strumming While it goes from itself, past the line Here and now, it is accompanying me. I kept quiet so that my silence could speak. Kept quiet in this abandoned harbour at night. That way, I could be full of aloneness. Every time I'm full, though, I'm always hungry.   Poet: Cihat ÖZKAN Translation: Cihat ÖZKAN [1] This poem is the continuation of my poem 'In An Abandoned Harbour At Night ( Geceye Metruk Bir Limanda )' in my poetry book 'Living a

GECEYE METRUK BİR LİMANDA -2-

Resim
  Geceye metruk bir limandaydım Şimdi yine aynı çatının altında Yalnızlıkla hasret gidermekteyim Yılan kuyruğunu ısırdı Russell boynuma asıldı (Devamı "Şahane Bir Şey Yaşamak" adlı şiir kitabımda olacaktır)...   Şair: Cihat ÖZKAN Not: Şahane Bir Şey Yamak adlı şiir kitabımda yayımlanan Geceye Metruk Bir Limanda şiirinin devamı niteliğindedir.