Kayıtlar

UÇUŞACAK MI KÜLLERİM

Resim
Ne olacak peki uçusacak mı küllerim Ateş olup yakacak mı? Devamı; Cihat Özkan'ın "Lucifer: Felsefenin Senfonisi" adlı kitabında bulunmaktadır.

BEN KİMİM?

Resim
Bir sinema salonu gibi insanın zihni adeta. Bazen çok çeşitli sinemalar oluyor bazen çok az. Bazen çok kaliteli filmler sergileniyor, bazen kalitesi düşük vasat senaryolardan fırlıyor filmler. Oyunculara rollerini zihin veriyor. Kendi kendisi de kendisine bir oyuncu olan zihnin. Kendi kendinin farkına vardığında zihin!  İşte bunu kelimeye dökmek çok zor. Oysa zihin kelimelerle sadece bazen oynuyor ve oynatıyor rollerini. Nice sessiz sinemanın, sözcüklere boğulan filmlerden kaliteli olduğunu düşünmek gerekiyor. Nice sessiz dakikaların kelimelerden daha değerli olduğunu bilmek... Şimdi gözlerini kapat ve kürek vursun kabuklarına zihnin, bedenin başka bir beden gibi algılasın kendisini ve sonra kendisi oluversin. Zihnin atlasın kendinden öteye ve sonra girsin kendinden kendine. Saniyeler alır bazı insanlar için bu işlem bazıları için saatler, günler geceler. Yıllar, ömürler... Tüm bolluğun içinde olduğu bir boşluk, boşluğun içinde patlamaya hazır bir potansiyel bolluk. Seni...

MÜZİKLE BERABER VARLIĞIM

Resim
Sularındayım akşamların akşamının Bekliyorum ışığın göçüşünü Elimde kitabım ve şarabım Karanlık oluyorum ışık misali Kendimden uzaklara kaçıyorum Keman ağlıyor oluk oluk Ruhumun dansıyla cezboluyorum Yüreğimin titreyişiyle birlikte Tüm illüzyonlardan uyanıyorum Camın dışında, rüzgarın esişiyle yapraklar Kafamın içinde, müziğin eşliğinde kelimeler Hep beraberce dans ediyor, oyun oynuyoruz Hep yeniden misali, keşfediyoruz keşfediyoruz Sayılar emsali varlığımla her notada Tını olup akıyorum Bu akış gönlüme, gönlümün olduğu yere Götürüyor beni olduğum yerde Olmadık yaşam bilmecelerine Böylece varlığın tümünde oluyorum Yinede Olduğum yerde değilken olduğum yerde oluyorum Ezeli de ve ebedi de, müzikle beraber varlığım Hissediyorum

EYLÜL’ DE AŞK FELSEFECE YORUMLANIR

Resim
* Dostlukla başlayan bir hikâyenin, aşkla biten sonu mudur aşk? Eylül’ de yapraklar dökülür ve her kadının eylülüdür hayatın içerisinde kadınlığı. Bu hikâye de en büyük bağların dönüşümü var. Bu dönüşümün insan psikolojisinden hayata bakışı! Asıl neydi varolan Eylül’ de? Neydi hayatın Eylül’ü, neredeydi, insanın hangi mevsiminde? Bu roman hangi karakterlerin yaprak dökümünü yaşatıyordu okuyucusuna. Burada bunu anlamaya çalışmak bile, başlı başına bir psikoloji, ayrı bir çaba…             Başlangıç Olarak             Süreyya ile Suad’ ı yaşamanın başlangıcıydı hikâyenin ‘start’ı. Bağda yaşayan bir çift Adalar da yaşamanın hayaliyle buluyorlar benliklerini. Mutlu bir çift ya da her çift gibi mutlu olduğunu düşünmek isteyen iki ayrı kişilik! Para bulmaları gerekiyor, Adalar da eşsiz bir yaşam için. Süreyya bir yandan toplumun ona yüklemiş olduğu erkeklik cinsiyetiyle birli...

GÜZELLE ESRİME

Resim
Bir sanat eserine bakarken kendinden geçersin Ona bir değer bile biçemezsin İçinde yaşatır senin ruhunu bütünlüğüyle Büyülenmiş halde onda kendini keşfedersin Şimdi bir güzelle karşılaştığın anını dillendirebilir misin Devamı; Cihat Özkan'ın "Lucifer: Felsefenin Senfonisi" adlı kitabında bulunmaktadır.

YAŞAM FELSEFESİ

Resim
... Yaşam bir yazı yazıyor Kendi üzerine silinmez harfleriyle Yaşamı bir yaşam yazıyor Ebedi döngünün ekseninde Hiç hayat organlarının ayaklanışını Yaşayan varoluşlarını gördü mü insan? İşte tüm damarlar vücutta hayat bulmuş Toplardamar eşliğinde Atardamar Ayaklanmış yürüyorlar! Biri Apollon olmuş biri Dionysos Yaşam yazıyor! Kan yazıyor sözcüklerini kâğıtlara Kanla yazıyor Yaşam yazıyor her bir harfinin noktasına kadar Yaşam yazıyor! O, yazıyor sessizce sözlerini Yaşam, damarlarındaki kanı Onun elinden sayfalara aktarıyor. İyinin ve kötünün ötesinden Tüm çağlara aykırılığıyla O içinde yaşanmış yaşamı sezdiren Gür bıyıklarının üzerinden Gözlerinin içinden Yaşam bakıyor. Onun kollarında buluyor kendisini O da ona bir ad takıyor Kan diyor, Yaşam diyor, ‘Güç İstenci’ diyor Onun ellerinde felsefe olarak buluyor yaşam kendisini Yaşam Felsefesi! Onun ellerinde coşkulu bir heyecan Onun ki bir dans kelimeler arasında ...

12 ANGRY MEN (12KIZGIN ADAM 1957)

Resim
Siz hiçbir şeyden şüphe etmeden mi karar veriyorsunuz? Ya verdiğiniz karar yanlış ise. Keşke diyerek geçmişe borcunuzu ödeyebilir misiniz? Geçmişe dönemeyeceğiniz kesin. Hatta bir saniye öncesine! Birisi ile tartışmak var mı hayatınızda- ya kendinizle! Şimdi tahayyül edilecek olursa, bir adım atacaksınız ve körsünüz. Böyle bir durumda hiç şüphelenmeden adım atabilir misiniz? Ki adımınız ölümünüze ve yaşamınıza neden olacak bir adım! Ya bir başkası hakkında bir karar alırken nasıl bir adım atacaksınız? Tüm delillere sahipsiniz- bir bakıma her deliliniz; önyargıyı içinde taşıyan birer deliliğiniz! İşte bu yüzden bir konu hakkındaki deliliğiniz! Buradaki her bir cümle bu filme ait bir yorum mudur aslında? Acaba bu film de sadece bir film midir? Filmin anlatısı ile sanatsal açıdan değerlendirilmesi nasıl gerçekleştirilmelidir? Ben burada kısaca bu filmi değerlendireceğim-her değerlendirmem sizin deneyiminizi; deneyiminizin ötesinde dünyaları ve yeni hayat bağlarını değerlendirmek olan...