SİSLERİN ARASINDA

 


Sisli bir günün sonunda varılan yıldızlı bir akşamdı. Rüzgar, binaların arasından süzülüp kırmızı bir evin balkonundaki telde asılı olan bez parçasına çarptıkça, kanat çırpma sesini andırıyordu. Rüzgarın sesi gittikçe ürkütücü bir hale bürünüyordu. Yıldızlar gökyüzünde sanki birbirini kaybedipte arayan insanlar misali! Sanki uzaklardan seslerini birbirine duyurmak için, ışıklarını yol bulmak için salıveriyorlardı. Fakat rüzgarın sesi o kadar şiddetli olmaya başlamıştı ki yıldızların düşüncesini uçuşan yapraklar misali alıp götürmüştü. Sokak lambaları sallantıdan yanıp sönmeye başlamıştı. Yanıp sönen lambaların altında, sislerin arasından geçen ve karton taşıyan bir çocuk belirdi. Çocuk, düşünceli bir halde, yavaş adımlarla kartonları taşımak için kullandığı arabasını omuzlarının arkasına almış dünyadan bıkmışçasına yürüyordu. Bir çöp kutusuna yaklaştı ve  karıştırmaya başladı. Sonra çöpten bulduğu şişeleri bakmadan torbasına koyduğu sırada, şişenin biri yere düştü yerdeki şişeye uzanırken yere atılmış bir gazete parçası gördü. Almak için yaklaştığında, gazetedeki bulmaca sayfasını görünce yüzünde bi’ gülümseme belirdi; çünkü akşam üzeri kendisi için bir uğraş bulmuştu artık. Gazeteyi yerden aldı ve ceketinin iç cebine katlayıp soktu. Artık adımları eskisi gibi aheste aheste değildi. İçindeki o bulmacayı çözme heyecanı bacaklarını hızla yürüten bir ruha dönüşmüştü. Sonra, heyecanla arkasına bile bakmadan barakasına hızlı adımlarla ilerliyordu.


Yazar: Arif Ünlü

Yorumlar

Popüler Yayınlar

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

"ŞAHANE BİR ŞEY YAŞAMAK"

KÖPEK KATLİAMI BİR ÇÖZÜM MÜDÜR?