GALADRİEL’İN AYNASINDA İNSANIN GERÇEĞİ
Güneş daha yeni doğuyordu. Halelerinin dokunuşuyla taşlar parıldıyordu. Okyanusun dalgasıyla taşlara ulaşan sular onları yıkıyor ve güneşe sunuyordu. İşte o vakit Tarcálëilliquendi çıkageldi. Bir ayağını paralel şekilde yere koyarken diğer ayağının üzerine çöktü. Sonra bir eliyle suya dokundu ve su onunla konuşuyordu: “ Haberlerim var gönül dostum. Kartalların efendisi seni görmeye geliyor.” Tarcálëilliquendi duyduklarına hem sevinmişti hem de içten içe büyük bir heyecana ve meraka kapılmıştı. Thorondor laf ebeliği için gelmezdi. Gelişinin bir sebebi olmalıydı. Hem de önemli bir sebebi. Tarcálëilliquendi gözlerini denizin ufkuna dikti. Kulakları her zamankinden daha iyi duyuyordu. Tüyleri diken diken oldu. Deniz bir ada, ada da bir gemi misali denizlerin efendisi Ulmo’nun ayakları altında kayıyordu. Ulmo denizden yükseldiği anda Tarcálëilliquendi büyük bir ışıkla doldu. Zira Varda dünyayı aydınlattı aydınlatalı Tarcálëilliquendi daima onun ışığının en büyük taşıyıcısı olmuştu. Son...